İçindekiler:
Proktolojik Hastalık Nedir?
Proktolojik hastalıklar; hemoroid, anal fissür, anal fistül, anal kaşıntı (pruritus ani), anal fistül, kondilom (HPV), anal kanser gibi geniş bir hastalık gurubunu içerir. Bu hastalıkların bir kısmı medikal tedavi ile iyileşirken bir kısmının tedavisi de sadece cerrahidir.
Proktolojik hastalıkların genelde birbiriyle karışan semptomları vardır yani sadece hasta şikayetleri dinlenerek proktolojik hastalıklar tedavi edilemez. Hastanın mutlaka muayene edilmesi gerekir. Hastanın klinik ve muayene bulgularına göre gerekirse ileri tetkik yapılabilir. Özellikle rektal kanama şikayeti olan hastalarda hemoroidal hastalığın rektal kanserden ayrımı gerekebilir. Her iki hastalıkta da benzer şikayetler gelişir. Rektal kanseri olan hastaların nerdeyse %60’ı kendisini hemoroid hastası sandığını biliyoruz. Bu nedenle özellikle kanser hastalığının ilerlememesi için rektal kanaması olan hastaların gecikmeden proktolojik muayenesini olmasını şiddetle öneriyoruz.
Proktolojik Hastalıklar:
Pruritus Ani (Makat Kaşıntısı)
Proktolojik Hastalık Nedenleri
Yaz döneminde artan hemoroid, fissür, fistül ve anal apse (proktolojik) sorunları;
Yaz döneminde hemoroid, anal fissür ve anal fistül-apse şikayetlerinde bir artış görülebilmektedir. Bu sorunlar yaz tatilinin keyfini bozan ve her şeyi bırakıp hastalıkla uğraşmayı gerektiren çekilmez bir hal alabilir.
Peki neden proktolojik hastalıklar bu dönemde artış gösterme eğilimindedir. Bu konuyla ilgili yeterli bilimsel çalışma olmamakla birlikte yaşam tarzı değişikliklerinin, artan su tüketiminin karşılanmamasının, uzun seyahatlerin sebep olabileceği genel bilgi olarak söylenebilir.
Yaz döneminde artan su ihtiyacının yeteri ölçüde karşılanamaması sonucunda kabızlık gelişebilmektedir. Zorlu defekasyon sonucu anal bölgede tahriş ve hemoroidal hastalık, fissür gelişimine sebep olabilmektedir.
Uzun seyahat süreleri ve belenmenin düzensizleşmesi ve yeterince yeşillik tüketilmemesi de proktolojik hastalıklar için bir risk oluşturmaktadır. Özellikle gurbetçi hastalarımızda uzun süren araba kullanımı sonucunda anal apse ve hemoroidal hastalığın geliştiğini görüyoruz. Yine yaz mevsiminde artmış besin zehirlenmesi riskine bağlı ve viral / bakteriyel ishaller sonrasında da proktolojik rahatsızlıkların ortaya çıktığını, insanların daha çok anal fissür(çatlak), hemoroidal hastalık atağı geçirme riski ile karşı karşıya kalmaktadır.
Yine hastalarımızın anamnezinden net olarak ayrıt edilen ve hastalarımız bundan olduğunu düşünüyorum hocam dedikleri ve vurguladıkları durumları özetlersek; Islak mayo ile uzun süre kalmak, ıslak mayo ile araç kullanmak, yoğun klor ile dezenfekte edilmiş havuzlarda uzun süre kalmak ve ardından duş ile durulanmamak. Bu durumlar her seferinde veya her keste proktolojik sorunlara yol açmayacaktır. Ancak anorektal bölgenin tahriş olmasına, florasının bozulmasına yol açarak proktolojik hastalıkların gelişimine zemin hazırlayabilir.
Yine aşırı alkol tüketimi ve fast food tarzı yeşillikten yoksun beslenme dışkılama alışkanlığında değişime ve bunun soncunda hemoroid, fissür gibi proktolojik hastalıkların artışına sebep olabilir.
Peki yaz döneminde hemoroidal hastalık, fissür, anal apse-fistül hastalığından korunmak için neler yapmalıyız;
Beslenme alışkanlığımızı korumalı ve özellikle öğle ve akşam yemeklerinde zeytin yağlı salata tüketimine önem göstermeliyiz.
Dışarda yemek yeme sıklığında artış veya otelde yemeğe bağlı olarak barsak floramızda değişikliler olacağı için floramızı ve buna bağlı olarak dışkılama alışkanlığımızı değişebilir. Bu nedenle floramızı korumak için probiyotik tüketimine dikkat etmeliyiz. Yani günlük yoğurt ve kefir tüketimi yapılmalı bu olmuyorsa probiyotik besin takviyesi alınmalıdır.
Islak mayo ile uzun süre kalınmamalı ve araç kullanılmamalıdır. Anal bölgede hassasiyet ve hemoroidlerde şişme hissedildiğinde günde 3 sefer 3-5 dakika süreli sıcak su uygulaması/otuma banyosu yapılması faydalı olacaktır.
Proktolojik Hastalık Tedavisi
Proktolojik hastalıkların bir diğer önemli durumu cerrahi gerektiren hastalıkların tedavisinin ehil ellerce yapılmasıdır. Proktolojik hastalıklarda ilk cerrahi hastalığın tekrarlamasının önlenmesi ve anal bölgenin konforunun devamlılığı için çok önemlidir. Proktolojik cerrahi sonrası çok ciddi komplikasyonlar gelişebilir. Örnek vermek gerekirse hemoroidal hastalık ameliyatları sonrası ciddi enfeksiyonlar ve anal daralma gelişebilir. Anal daralma çok ciddi bir komplikasyondur ve ancak cerrahi girişimlerle düzeltilebilir. Anal fissür ve fistül cerrahisi sonrasında gaz-gaita kaçırma, tutamama gibi durumlarla da karşılaşılabilir.
Proktolojik hastalıklar bilgi ve cerrahi deneyim gereken hastalıklardır. Bu bölgenin hiçbir hastalığı basit değildir ve basitçe halledilemez. Gerekli özen, yüksek teknoloji kullanımı ve sabır gerektirir.
Proktolojik Hastalıklar Bulaşıcı Mı?
Proktolojik hastalıklar olarak tanımlanan hemoroid, anal fissür, anal fistül ve anal apse bulaşıcı hastalık değildir. Bu hastalıklar kişiye özgüdür. Hemoroidal hastalıklar genelde ailevi yatkınlık gösterebilir. Anal HPV yani anal bölge papillomları virüs kaynaklı olduğu için bulaşıcı olabilir. Bu hastalıklarda kişisel hijyen malzemeleri, havlu gibi materyallerin ortak kullanılmaması bulaşıcılık anlamında faydalı olacaktır.
Proktoloji anal bölge hastalıklarını içeren bir kavramı anlatır. Toplumda sık görülen bu hastalıklar ne yazı ki bir o kadarda ihmal edilmiştir. Proktolojik hastalıklar anatomik yerleşimi nedeniyle hastalar tarafından çoğunlukla hekime gidilmeden kulaktan dolma çözümlerle iyileştirilmeye çalışılır. Hatta hastalar kendi yakınlarına bile rahatsızlıklarından bahsetmeye çekinirler. Bu nedenle hastalıkların teşhisi ve ayırıcı tanısı zorlaşır. Bu neden, ne yazık ki hastalıkların çok ileri seviyeye gelmesine de sebep olur.
Proktolojik hastalıklarda bir diğer sorun hekimlerin bu konuda uzmanlaşmalarının gerekliliğidir. Hastalıkların tanınması ve ayırıcı tanısın yapılması için bu önemlidir. Başarılı tedavi için hangi hastalığın olduğunun doğru teşhis edilmesi gerekir.
Proktolojik muayene hasta mahremiyetinin korunduğu muayene için uygun masa ve cihazların olduğu ortamda yapılmalıdır. Bu koşulların sağlanamadığı durumlarda, hasta ile iletişim doğru kurulmadığında hastalıklara tanı koymak zorlaşır ve tedavi başarısız olur.
